Kitap hakkında: 2020 / 17. yüzyılın ilk yarısının Fransa'sı - XIII. Louis ve Kardinal Richelieu dönemi. Ursuline Manastırı rahibelerinin aniden çıldırdığı Loudun kasabası. Katolik rahip Urbain Grandier, kız kardeşleri manevi ve cinsel açıdan baştan çıkarmakla suçlanıyor. Tutkulu bir kadın avcısı ve hayat aşığı, karizmatik ve eğitimli bir adam, büyücülükten dolayı ağır cezalara maruz kalmalı ve kazığa gitmelidir. Grandier'e karşı çıkanlar onun sinsi bir baştan çıkarıcı ve şeytanın suç ortağı olduğunu iddia ediyordu. Bu sansasyonel davayla ilgili tarihi belgeleri detaylı bir şekilde inceleyen Huxley, rahibin siyasi entrikalara kurban gittiğine inanıyor. Yazar sadece geçmişteki olayları canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda Loudun olayını çağdaş teorilere dayanarak analiz ediyor, materyali zengin bir şekilde örneklendiriyor. Fransız yaşamına ilişkin notlardan örnekler, teolojik ve bilimsel çalışmalardan alıntılar, dünya kurgusunun başyapıtlarından alıntılar. Ayrıca cadı avları, faşizm, komünizm ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki "Kızıl sempatizanlara" yönelik zulüm arasında gerçek bağlantılar arıyor..